Fısıh denilen Mayasız Ekmek bayramı yaklaşmıştı. 2Başkâhinlerle din bilginleri İsa'yı ortadan kaldırmak için bir yol arıyor, ama halktan korkuyorlardı. 3Şeytan, Onikilerden biri olup İskariyot diye adlandırılan Yahuda'nın yüreğine girdi. 4Yahuda gitti, başkâhinler ve tapınak koruyucularının komutanlarıyla İsa'yı nasıl ele verebileceğini görüştü. 5Onlar buna sevindiler ve kendisine para vermeye razı oldular. 6Bunu kabul eden Yahuda, kalabalığın olmadığı bir zamanda İsa'yı ele vermek için fırsat kollamaya başladı.
7Fısıh kurbanının kesilmesi gereken Mayasız Ekmek günü geldi. 8İsa,
Petrus'la Yuhanna'yı şu sözlerle önden gönderdi: «Gidin, Fısıh
yemeğini yiyebilmemiz için hazırlık yapın.»
9O'na, «Nerede hazırlık yapmamızı istersin?» diye sordular.
10-11İsa onlara, «Bakın» dedi, «kente girdiğinizde karşınıza su
testisi taşıyan bir adam çıkacak. Adamı, gideceği eve kadar izleyin ve
evin sahibine şöyle deyin: `Öğretmen, öğrencilerimle birlikte Fısıh
yemeğini yiyeceğim konuk odası nerede? diye soruyor.' 12Ev sahibi
size, üst katta, döşenmiş büyük bir oda gösterecek. Orada hazırlık
yapın.»
13Onlar da gittiler, her şeyi İsa'nın kendilerine söylemiş olduğu
gibi buldular ve Fısıh yemeği için hazırlık yaptılar.
14-15Yemek saati gelince İsa, elçileriyle birlikte sofraya oturdu ve
onlara şöyle dedi: «Ben acı çekmeden önce bu Fısıh yemeğini sizinle
birlikte yemeyi çok arzulamıştım. 16Size şunu söyleyeyim, Fısıh
yemeğini, Tanrı'nın Egemenliğinde yetkinliğe erişeceği[bb] zamana dek,
bir daha yemeyeceğim.»
17Sonra kâseyi alarak şükretti ve, «Bunu alın, aranızda paylaşın»
dedi. 18«Size şunu söyleyeyim, Tanrı'nın Egemenliği gelene dek,
asmanın ürününden bir daha içmeyeceğim.»
19Sonra eline ekmek aldı, şükredip ekmeği böldü ve onlara verdi. «Bu
sizin uğrunuza feda edilen bedenimdir. Beni anmak için böyle yapın»
dedi.
20Aynı şekilde, yemekten sonra kâseyi alıp şöyle dedi: «Bu kâse,
sizin uğrunuza akıtılan kanımla gerçekleşen yeni antlaşmadır. 21Ama
beni ele verecek olan kişinin eli şu anda benimkiyle birlikte
sofradadır. 22İnsanoğlu, belirlenmiş olan yoldan gidiyor. Ama O'nu ele
veren adamın vay haline!» 23Elçiler, içlerinden hangisinin bunu
yapacağını aralarında soruşturmaya başladılar.
24Ayrıca aralarında hangisinin en büyük sayılacağı konusunda bir
çekişme oldu. 25İsa onlara, «Ulusların kralları, kendi uluslarını
egemenlik hırsıyla yönetirler. İleri gelenleri de kendilerine
iyiliksever unvanını yakıştırırlar» dedi. 26«Ama siz böyle
olmayacaksınız. Aranızda en büyük olan, en küçük gibi olsun; yöneten,
hizmet eden gibi olsun. 27Hangisi daha büyük, sofrada oturan mı,
hizmet eden mi? Sofrada oturan değil mi? Oysa ben aranızda hizmet eden
biri gibi oldum. 28Sınandığım zamanlarda benimle birlikte dayanmış
olanlar sizlersiniz. 29Babam bana nasıl bir egemenlik verdiyse, ben de
size bir egemenlik veriyorum. 30Öyle ki, egemenliğimde benim soframda
yiyip içesiniz ve tahtlar üzerinde oturarak İsrail'in on iki oymağını
yargılayasınız.
31«Simun, Simun, Şeytan sizleri buğday gibi kalburdan geçirmek için
izin almıştır. 32Ama ben, imanını yitirmeyesin diye senin için dua
ettim. Geri döndüğün zaman kardeşlerini güçlendir.»
33Simun İsa'ya, «Rab, ben seninle birlikte zindana da, ölüme de
gitmeye hazırım» dedi.
34İsa, «Sana şunu söyleyeyim, Petrus, bu gece horoz ötmeden sen beni
tanıdığını üç kez inkâr edeceksin» dedi.
35Sonra İsa onlara, «Ben sizi kesesiz, torbasız ve çarıksız
gönderdiğim zaman, herhangi bir eksiğiniz oldu mu?» diye sordu.
«Hiçbir eksiğimiz olmadı» dediler.
36O da onlara, «Şimdi ise kesesi olan onu yanına alsın, torbası olan
da onu alsın» dedi. «Kılıcı olmayan, abasını satıp bir kılıç alsın.
37Size şunu söyleyeyim, yazılmış olan şu sözün bende yerine gelmesi
gerekiyor: `O, suçlularla bir sayıldı.' Gerçekten de benimle ilgili
yazılmış olanlar yerine gelmektedir.»
38«Rab, işte burada iki kılıç var» dediler.
O da onlara, «Yeter!» dedi.
39İsa dışarı çıktı, her zamanki gibi Zeytin dağına gitti. Öğrenciler
de O'nun ardından gittiler. 40Oraya varınca İsa onlara, «Dua edin ki
ayartılmayasınız» dedi. 41-42Onlardan bir taş atımı kadar uzaklaştı ve
diz çökerek şöyle dua etti: «Baba, senin isteğine uygunsa, bu kâseyi
benden uzaklaştır. Yine de benim değil, senin istediğin olsun.»
43Gökten bir melek İsa'ya görünerek O'nu güçlendirdi. 44Derin bir acı
içinde olan İsa daha hararetle dua etti. Teri, toprağa düşen kan
damlalarına benziyordu.
45İsa duadan kalkıp öğrencilerin yanına dönünce onları üzüntüden
uyumuş buldu. 46Onlara, «Niçin uyuyorsunuz?» dedi. «Kalkıp dua edin ki
ayartılmayasınız.»
47-48İsa daha konuşurken bir kalabalık çıkageldi. Onikilerden biri,
Yahuda adındaki kişi, kalabalığa öncülük ediyordu. İsa'yı öpmek üzere
yaklaşınca İsa ona, «Yahuda» dedi, «İnsanoğlu'nu bir öpücükle mi ele
veriyorsun?»
49İsa'nın çevresindekiler olacakları anlayınca, «Rab, kılıçla
vuralım mı?» dediler. 50İçlerinden biri başkâhinin kölesine vurarak
sağ kulağını uçurdu.
51Ama İsa, «Bırakın, yeter!» dedi, ve kölenin kulağına dokunarak onu
iyileştirdi.
52İsa, üzerine yürüyen başkâhinler, tapınak koruyucularının
komutanları ve ihtiyarlara şöyle dedi: «Bir haydudun peşindeymiş gibi,
kılıç ve sopalarla mı geldiniz? 53Her gün tapınakta sizinle
birlikteydim, bana el sürmediniz. Ama bu saat sizindir, karanlığın
egemen olduğu saattir.»
54İsa'yı tutukladılar, alıp başkâhinin evine götürdüler. Petrus
onları uzaktan izliyordu. 55Avlunun ortasında ateş yakıp çevresinde
oturduklarında Petrus da gelip onlarla birlikte oturdu. 56Bir hizmetçi
kız ateşin ışığında oturan Petrus'u gördü. Onu dikkatle süzerek, «Bu
da O'nunla birlikteydi» dedi.
57Ama Petrus, «Kadın, ben O'nu tanımıyorum» diye inkâr etti.
58Biraz sonra onu gören başka biri, «Sen de onlardansın» dedi.
Petrus, «Be adam, onlardan değilim» dedi.
59Yaklaşık bir saat sonra yine bir başkası ısrarla, «Gerçekten bu da
O'nunla birlikteydi» dedi. «Çünkü Celilelidir.»
60Petrus, «Sen ne diyorsun be adam, anlamıyorum!» dedi. Tam o anda,
Petrus daha konuşurken horoz öttü. 61-62Rab arkasına dönüp Petrus'a
baktı. O zaman Petrus, Rab'bin kendisine, «Bu gece horoz ötmeden sen
beni üç kez inkâr edeceksin» dediğini hatırladı ve dışarı çıkıp acı
acı ağladı.
63İsa'yı göz altında tutan adamlar O'nunla alay ediyor, O'nu
dövüyorlardı. 64Gözlerini bağlayıp, «Peygamberliğini göster bakalım,
sana vuran kim?» diye soruyorlardı. 65Ve kendisine daha bir sürü küfür
yağdırdılar.
66Gün doğunca halkın ihtiyarları, başkâhinler ve din bilginleri
toplandılar. İsa, bunlardan oluşan Yüksek Kurul'un önüne çıkarıldı.
67O'na, «Sen Mesih isen, söyle bize» dediler.
İsa onlara şöyle dedi: «Size söylesem, inanmazsınız. 68Size soru
sorsam, cevap vermezsiniz. 69Ne var ki, bundan böyle İnsanoğlu,
kudretli Tanrı'nın sağında oturacaktır.»
70Onların hepsi, «Yani, sen Tanrı'nın Oğlu musun?» diye sordular.
O da onlara, «Söylediğiniz gibi, ben O'yum» dedi.
71«Artık tanıklığa ne ihtiyacımız var?» dediler. «İşte kendimiz
O'nun ağzından işittik!»