10. Bölüm, Elçilerin işleri
11. Bölüm
Petrus'un açıklamaları
Elçilerle tüm Yahudiye'deki kardeşler, diğer ulusların da
Tanrı'nın sözünü kabul ettiklerini duydular. 2Ama Petrus Kudüs'e
gittiği zaman sünnet yanlıları onu eleştirdiler. 3«Sen sünnetsiz
kişilerin evine gidip onlarla yemek yemişsin!» dediler.
4Petrus baştan başlayarak olanları tek tek onlara anlattı. 5«Ben
Yafa kentinde dua ediyordum» dedi. «Kendimden geçerek bir görüm
gördüm. Büyük bir çarşafı andıran bir nesnenin dört köşesinden
sarkıtıldığını, bunun gökten aşağı inip benim bulunduğum yere kadar
geldiğini gördüm. 6Gözlerimi çarşafa dikip dikkatle baktım. Çarşafın
içinde, yeryüzünde yaşayan dört ayaklılar, yabanıl hayvanlar,
sürüngenler ve gökte uçan kuşlar gördüm. 7Sonra bir sesin bana,
`Kalk, Petrus, kes ve ye!' dediğini işittim.
8«`Asla olmaz, Rab!' dedim. `Ağzıma hiçbir zaman murdar ya da
kirli bir şey girmemiştir.'
9«Ses ikinci kez gökten geldi: `Tanrı'nın temiz kıldıklarına sen
murdar deme' dedi. 10Bu, üç kez tekrarlandı; sonra her şey yeniden
göğe alındı.
11«Tam o sırada Sezariye'den bana gönderilen üç kişi,
bulunduğumuz evin önünde durdular. 12Ruh bana, hiç çekinmeden
onlarla birlikte gitmemi söyledi. Bu altı kardeş de benimle
geldiler, varıp adamın evine girdik. 13Adam bize, evinde beliren
meleği nasıl gördüğünü anlattı. Melek ona şöyle demiş: `Yafa'ya
adam yolla, Petrus diye tanınan Simun'u çağırt. 14O sana, seninle
tüm ev halkının kurtuluş bulacağı sözler söyleyecek.'
15«Ben konuşmaya başlayınca Kutsal Ruh, başlangıçta bizim
üzerimize indiği gibi, onların da üzerine indi. 16O zaman Rab'bin
söylediği şu sözü anımsadım: `Yahya suyla vaftiz etti, sizler ise
Kutsal Ruh'la vaftiz edileceksiniz.' 17Böylelikle Tanrı, Rab İsa
Mesih'e inanmış olan bizlere verdiği armağanın aynısını onlara
verdiyse, ben kimim ki Tanrı'ya karşı koyayım?»
18Bunları dinledikten sonra yatıştılar. Tanrı'yı yücelterek şöyle
dediler: «Demek ki Tanrı, tövbe etme ve yaşama kavuşma fırsatını
diğer uluslara da vermiştir.»
Antakya'daki imanlılar
19İstefan'ın öldürülmesiyle başlayan baskı sonucu dağılan
imanlılar, Fenike, Kıbrıs ve Antakya'ya kadar gittiler. Tanrı
sözünü sadece Yahudilere duyuruyorlardı. 20Ama içlerinden Kıbrıslı
ve Kireneli olan bazı adamlar Antakya'ya gidip Greklerle de
konuşmaya başladılar. Onlara Rab İsa'yla ilgili müjdeyi
bildirdiler. 21Onların arasında etkin olan Rab'bin gücü[m] sayesinde
çok sayıda kişi inanıp Rab'be döndü.
22Olup bitenlerin haberi, Kudüs'teki inanlılar topluluğuna
ulaştı. Bunun üzerine imanlılar Barnaba'yı Antakya'ya gönderdiler.
23-24Kutsal Ruh'la ve imanla dolu, iyi bir adam olan Barnaba,
Antakya'ya varıp Tanrı lütfunun meyvelerini görünce sevindi.
Herkesi, candan ve yürekten Rab'be bağlı kalmaya özendirdi. Sonuçolarak Rab'be daha birçok kişi kazanıldı.
25-26Sonra Barnaba, Saul'u aramak için Tarsus'a gitti. Onu bulunca
da Antakya'ya getirdi. Böylece Barnaba'yla Saul bütün bir yıl
oradaki inanlılar topluluğuyla bir araya gelerek büyük bir kitleyi
eğittiler. Öğrencilere ilk kez Antakya'da Mesihçiler adı verildi.
27O günlerde Kudüs'ten Antakya'ya bazı peygamberler geldi.
28Bunlardan Agabus adlı biri ortaya çıkıp bütün dünyada şiddetli bir
kıtlık olacağını Ruh'un aracılığıyla bildirdi. Bu kıtlık,
Klavdiyus'un imparatorluğu sırasında oldu. 29Öğrenciler, her biri
kendi gücü oranında, Yahudiye'de yaşayan kardeşlere gönderilmek
üzere yardım toplamayı kararlaştırdılar. 30Bu kararı yerine getirip
bağışlarını Barnaba ve Saul'un eliyle topluluğun ihtiyarlarına
gönderdiler.
12. Bölüm, Elçilerin işleri